Prof. Dr. Gülden Köksal, 2004
HÜ SBF Diyetetik Anabilim Dalı Bşk.,
HÜ Çocuk Hastanesi Konsültanı
Onu ilk gördüğümde, Eylül 1965’te, bir mitingden geliyordu. Herkes ona odaklanmıştı: “Şimdi Aydın gelir ortalık hareketlenir!” Bir yakınımızın nişanında, kızlar ve erkekler oturup bekliyorduk; ama neyi, bilmeden. Kapı açılıp içeri, bağırış çağırış, iri gözlü, incecik bir kişi girdi... Gelen Aydın’dı. Mitingin coşkusu, yıllarca görmediği arkadaşlarına anlatılacak konuların çokluğu ile bir anda evin içinde bitiverdi. Herkesle konuşmak, ellerini sıkmak, coşkusunu herkese geçirmek istercesine gülüyor, anlatıyor, anlatıyordu. Önce şaştım, sonra daha çok şaştım.
Aradan yıllar geçip (39-40 yıl) geriye dönüp baktığınızda, yine ülke sorunlarında içi içine sığmayan, yine anlatacak şeyi daima çok olan, ama hiç vakti olmayan, işlerin çokluğu nedeniyle zaman zaman yakınan, ama hiçbir işe “hayır” diyemeyen bir insanla yaşadığınızda, hep şaşıp yıllar yıllar geçtiğinde anlıyorsunuz ki onun sınır tanımayan insan sevgisi, yurt sevgisi, en kötü koşullarda bile savaşımdan vazgeçmeyi aklına getirmeyen iyimserliği, belirli dönemlerde yaşantımızın ertelendiği ölümcül olabilecek ağır kazalarda bile, düşünülen, kaygı duyulan tek şey olarak hep “işler”i öne çıkarıyor. O tek başına kalsa bile, sonunda her şeyi iyiye, güzele dönüştürebileceğine inanan güçlü, olumlu bir kişilik. Annem Aydın’a bir şiir yazmıştı. Şimdi bu satırları yazarken onu anımsadım: “Aydın, çalışkanların sen en başısın...” dizeleriyle başlayan bir şiir. Hep çalışan, hep çalışarak, emeğini koyarak yaşamını kazanan ya da yaşamını anlamlı kılan bir insan... Her yaptığı işte aşırı emek ve özveri var. O nedenle başı dik ve gözünü budaktan sakınmayan bir kişilik. Dürüstlüğü ve doğruluğu ilke edinmiş, bilime inanan, çok okuyan, okuduğunu özümseyen ve üreten bir kişi Aydın.
Evdeki yaşantısı ise, her gün çok yorgun ve bitkin geldiği için uzandığı kanepe, yine okunacak ve yazılacak yazıları ve göz ucuyla baktığı televizyon. Kimsenin aleyhinde konuşmayan, işlerin içinde boğulduğunda ya da canı çok sıkıldığında kemanından destek alan, içindeki çocuğu her an canlı tutan, 50 yaş bunalımını 55 resim yaparak geçiştiren, yeryüzüne, insanlara vurgun bir çalışma adamı Aydın.