Bilişim Devriminde Türkiye: 1971- 2051

Şimdilik hâlâ bir fidan gibi kırılgan gözüken ulusal bilişim gücümüz, geçmişten biraz ders almayı başarabilirsek, kısa sürede kökleri ekonomimizin bütün kesimlerini besleyecek güçlü, verimli bir ağaca dönüşecek. Türk toplumunun çoktan kanıtlanmış gelişme gizilgücü, yakın gelecekte bütün insanlığı şaşırtacak büyük bir hızla gerçekleşecek.

20. yüzyılın ikinci çeyreğinde kurtuluş savaşını ve onu izleyen aydınlanma olgusunu yaşadık. Eski büyük uygarlıkların torunları Hintliler de, Çinliler de, Güney Amerikalılar da bugün bağımsızlıklarını korumada zorlanan Asyalı, Afrikalı bütün eski sömürgeler de emperyalizme karşı bağımsızlık ve aydınlanma ateşini 20. yy’da biz Türklerden aldıklarını düşünüyorlar. Kimseyi hor görmeyen, hiçbir zaman ırkçı, ayrımcı olmayan, yurttaşlık temeline dayalı insanlığıyla; büyüyen ekonomisi, genç sağlıklı nüfus yapısıyla; bilişimi, endüstrisi, sanatı, dili, ekini, barışseverliğiyle, özetle yumuşak gücüyle Türkiye, yükselen Avrasya Uygarlığı’nın en orta yerinde, küreselleşmenin sağladığı olanakları çokkutuplu yeni bir dünya düzeni doğrultusunda kullanabilir.

Yeter ki Bilişim Devrimi’nin teknik olanaklarını ve öteki “Güçlü Yanlarımızı” iyi kullanmanın yanı sıra, “Zayıf Yanlarımız” başlığı altında vurguladığımız toplumsal-ekinsel-hukuksal sorunlarımızı çözerek çağdaş uygarlığın genel koşullarına ayak uydurmayı da başarabilelim; 60 yıldır içinde bocalayıp bir türlü düze çıkamadığımız “niteliksiz eğitim” bataklığından ve kuşkusuz buna da bağlı olduğunu düşündüğümüz “hak etmeden köşeyi dönme” fırsatçılığından kendimizi kurtarabilelim. Barışsever, insancıl kimliğimizle ve elimizdeki teknik güçle, bütün sektörleri tetikleyerek ülke ekonomilerini sürükleyecek bilişim ve yazılım gücümüzle 21. yüzyılda öne çıkmamız değil, bir türlü öne çıkamayışımız şaşırtıcı olacaktır.

2050’de Türkiye’nin Japonya, Almanya, Fransa’nın önünde yeryüzünün 9. büyük ekonomisi olacağını ileri süren Goldman Sachs bizim yazılım gücümüzü bilmiyor; Türkiye bence 7., belki de 6. güç olacak.
Yeter ki biz Bilişim Devrimi’ne ayak uydurmada yeniden geriye savrulmayalım; bilişim ve yazılım alanlarındaki teknik birikimimizi geliştirmeyi sürdürebilelim. Özellikle yazılım üretim kesimimizin bugün içinde bulunduğu darboğazdan sağ çıkması için hükümetimizce alınması gereken ivedi önlemler konusundaki çalışmalarımızı çok geç olmadan yaşama geçirebilelim. Sonuç olarak, bunu gerçekten isteyip gerekenleri yapmakta geç kalmazsak, 21. yüzyılda barış ve uygarlık bayrağını Türkiye dalgalandıracak!

Yeryüzünün en az beşte dördü, biz Türklerden üstümüze düşen insanlık görevini yapmamızı bekliyor...
Bilisim Devriminde Türkiye: 1971 – 2011 – 2051,
40. Yıl Armağanı, TBD, Kasım 2012.