Bilgisayar Mühendisi ya da Bilişimci, Tutucu / Gerici Olabilir mi?

Bilgisayar Mühendisi (Bs. Müh.) ya da bilişimci’nin görevi, bilişim sistemleri tasarlamak ve gerçekleştirmektir. Bunu yaparken bilişimci, bugün yürürlükte olan düzeni ve işlevleri eleştirisel biçimde kavramak üzere bir “sistem çözümleme” çalışması ile işe başlar; böylece sistemin güçlü, güçsüz yanlarını, sistemi iyileştirmek üzere kullanılabilecek olanakları ve sistemi iyileştirmek üzere öngörülen değişiklikler uygulanırken düşülebilecek tuzakları, düzenli bir biçimde inceler. Sonuç olarak bugünkü düzen yerine, gelişen bilgisayar, iletişim, eğitimli insangücü vb. olanaklardan da yararlanarak, daha üstün nitelikli, daha verimli, daha gelişkin yeni bir düzen tasarlar. Çalışmanın bunu izleyen bölümü var olmayan bu yeni düzenin adım adım gerçekleştirilmesidir. Doğal olarak gerçekleştirim sırasında, ayrıntılı tasarım geliştirilir, gerektikçe yeniden sistem çözümleme adımına dönülerek, özlenen yeni düzenin işlevselliği sağlanır.

Bu kısa tanım bile gösteriyor ki, sistem çözümleme çalışması bir kez başlatıldı mı, düzende öngörülen değişiklik gereksemelerinin nerede durulacağı kestirilemez. Hiçbir düzen (dizge, sistem) aynı kalmaz, hep değişir, hep akar (panta rhei, Herakleitos, İ.Ö. 576-480). Hızla değişen, gelişen bilgisayar sistemlerini, iletişim ağlarını kullanan biz bilişimcilerin görevi, bugünün sistemlerini yeni araç-gereçlerimizle sürekli olarak değiştirmeye, daha verimli dizgeler biçiminde yeniden tasarlamaya çalışmaktır.
İşte bu yaşam koşulları içinde bir bilgisayar mühendisinin ya da bir bilişimcinin bırakın gerici’liği, tutucu bir yaklaşımı benimsemesi bile düşünülemez!

“Merve Kavakçı Olayı ya da Bilişim Çağında Erdem”,
Cumhuriyet, 31 Mayıs 1999